Su Akar Yolunu Bulur
“Çoğu kimseler, Şeyh’in açıklamış olduğu hakikat ve mârifetlerden ürküp onları inkar ederler. Ve birtakım kimseler ise anladıklarını zannedip, kulluğun gereği olan tââtten uzaklaşarak dalâlete düşerler. Bu hakikat ve mârifetler, kıldan ince kılıçtan keskin bir sırat-ı müstakîmdir. İlâhî tevfik rehber olmadıkça “aklın ayağı”nın kayma korkusu vardır.”
Sadreddin Konevi (k.s)
Hakikatleri idrak etmek ve hazm etmek zordur. Bu sebeple bazı Allah dostları, hakikatleri üst perdeden dile getiren seçkin Allah dostlarını , avamın yararını gözetmeleri hasebiyle eleştirmişler ve bunu da şeriatın hükümlerini zahiri manada korumak için yapmışlardır. Onlar bu duruşlarında haklıdırlar ve doğru olanı yapmışlardır. Çünkü onlar halkın geneline (avama) seslenirler. Onlar bu amaç için yaratılmış ve bu görevi ifa etmek için seçilmiş Allah dostlarıdır.
Olaylara hakikat boyutundan bakan seçkin Allah dostları ise genele değil seçkinlere yani bu hakikatleri idrak etme istidatı olanlara seslenirler ve bu hakikatleri dile getirirler. Onlar bu iş için yaratılmışlardır. Her mertebenin bir adamı her adamın bir hali vardır. Herkes fıtratına uygun meşrebi bulduğunda mutmain olur.
Muhyiddin İbn Arabi hz. şöyle der : “Allah’ın bir iradesi bir de emri vardır. Bak bunlardan hangisi seni kurtaracaksa ona sarıl ! ”
Kurtuluş için emrine sarılanlar olacağı gibi, iradesine sarılanlar da olacaktır. İradesinin hükmünün mutlaklığını kamil manada idrak edemeyen akıllı kişi elbette emri cihetine sıkı sıkı sarılmalıdır. Aksi takdirde helak olur. Allah’ın iradesinin ne olduğunu kamil manada idrak eden kişi ise aynı zamanda emrinin hakikatine de vakıf olan kişidir. Velhasılı Allah’a giden yollar mahlukatı adedince.
Su akar yolunu bulur. Görelim Mevla neyler , neylerse güzel eyler.
Allah en doğrusunu bilir.
Ahmet Şahin Uçar