Öncelik ve Sonralık da Ölçü ve Mertebeye Göre Hüküm Vermenin Önemi
Vuku bulan bir hadise , karşı karşıya kalınan bir olay neticesinde kişinin münferiden ( fert olarak , kendi adına ) ; göstereceği tepki , izleyeceği yol , takınacağı tavır , işleyeceği fiil ile bunu bir grubun , bir kurum çalışanlarının , bir bölge insanlarının ya da bir ülke insanlarının sorumluluğunu taşıyor olması durumunda vereceği tepki , izleyeceği yol , takınacağı tavır , işleyeceği fiil farklılık arz edebilir ve farklı olması da gereklidir !
Her iki durumda da izlenecek yolun doğru bir şekilde belirlendirilmesi ilmi bir birikim , feraset gerektirir.
İnsanların bir çoğu bu hususta derin bir bilgiye sahip olmadıklarından , ya da hükümleri münferiden ele aldıklarından , kendi sınırlı bilgi ve bakış açıları ile değerlendirdiklerinden , zan ve vehimlerinin tesiri altında kaldıklarından , duygusal etkileşim altında kaldıklarından , mertebelere göre meseleleri ayırt edip gereğini yapmada doğru olanı tespit edemediklerinden dolayı
bir çok mevzuda işin ehlini eleştirmekte , muhalif olmakta , yapılana itiraz etmektedirler.
Meselenin anlaşılması adına basit bir örnek vermemiz gerekirse :
Oruçlu kimsenin iftar vakti sadece orucunu açıp akabinde akşam namazını kılması ve sonrasında yemek için sofraya oturması davranışı efdal olanı , tavsiye edilenidir. Ancak bu durum münferiden bulunduğunda ya da kendisi gibi oruç olanlar da aynı davranışın doğruluğunda mutabık olup , meseleye aynı mertebeden baktıklarında geçerli ve doğru bir davranıştır.
Lakin oruç olanlar arasında çok acıkan , nefsini bir an önce tatmin etmek isteyen , zor güçle orucunu tutmuş zayıf ya da çocuk olan , hemen yemeğini yemek isteyen insanlar olduğunda önce onlarla birlikte yemek yenilmeli ya da onların yemesine müsaade edilmelidir. Böylece toplumun ihtiyacındaki öncelik ya da faydası meşru daire çerçevesinde göz önüne alınarak uygulamada değişiklik yapılmış olur.
Bu bağlamda , içinde bulunulan durumda en doğru olanı görüp uygulayabilmek adına gerek münferiden bizlere , gerekse yöneticilerimize ilim , feraset ve basiret nasip etmesini Allah’tan niyaz ederiz.
Allah en doğrusunu bilir.
Ahmet Şahin Uçar