Mümin, Akl-ı Selim Düşünür
“Birbirinizle ilginizi kesmeyiniz, sırt dönmeyiniz, kin tutmayınız, ve haset etmeyiniz. Ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz. Bir Müslümanın, din kardeşini üç günden fazla terk edip küs durması helâl değildir.”
Buhârî, Edeb 57, 58, 62; Müslim, Birr 23, 24, 28, 30-32.
Ebû Eyyûb radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bir müslümanın, din kardeşini üç gün üç geceden fazla terkedip küs durması helâl değildir: İki müslüman karşılaşırlar biri bir tarafa öteki öbür tarafa döner. Halbuki o ikisinin en iyisi önce selâm verendir.”
Buhârî, Edeb 62, İsti’zân 9; Müslim, Birr 23, 25, 26.
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Her Pazartesi ve perşembe günü ameller Allah’a arzolunur. Din kardeşi ile arasında düşmanlık bulunan kişi dışında Allah’a şirk koşmayan her kulun günahları bağışlanır. (Meleklere) siz şu iki kişiyi birbiriyle barışıncaya kadar tehir edin, buyurulur.”
Müslim, Birr 36.
Öfke , hırs , kırgınlık , içine sindirememek , olanı kabullenememek gibi hasletler nefsin şeriatça hoş karşılanmayan , kınanan hasletlerdir ( huylar/ ahlaklardır )
Bu huyların açığa çıkmasını sağlayan faktörlerde kişinin ahlaken olgunlaşmamış olmasının yanında bunu tetikleyen karşı tarafın sergilediği davranış , söz , fiil de olabilir.
Kişinin aşırı duygusallığını yoğunlaştıran , olumsuz yönde etkileyen astrolojik etkilerin de bulunduğu gerçeğinden hareketle ; bu tesirler kişi üzerinde en fazla üç gün hükmünü sürdürebilir. Çünkü üç gün sonra astrolojik farklı açılım ve etki söz konusudur.
Bu hakikatten hareketle Resulullah efendimiz müslümanın en fazla üç gün sonra bu tesirden kurtulması cihetiyle (olur da küslük var ise üç gün sonra ) bu küslüğün bitirilmesi gerektiğini beyan buyurmuştur.
Üç gün geçmesine rağmen müslüman kişi karşısındaki kimseye küslüğünü sürdürüyor ise , bu durum o kimsenin kalbinde yerleşen bir hastalık olduğunun , nefsi emmaresinin esiri olduğunun , şeytanın hizmetine amade bir kul olduğunun göstergesidir !
Mümin kimse , akl-ı selim düşünür , Allah’ın rızası istikametinde olan nasihatı alır , değerlendirir. Hata ve kusurundan döner. Nefsin en kötü hasletlerinden olan gurur ve kibire yenik düşmez.
Hem kendi nefsine hem de karşısındaki kişiye insaf ile muamelede bulunur.
Amacı Allah’ın ahlakı ile ahlaklanmak olur.
O Allah ki , kulu her ne hata yapmış olsa dahi , istisnasız ; samimiyet ile pişman olup tevbe edenin günahlarını bağışladığını beyan buyurmakta ( Zümer 53 ).
Öyleyse kul olduğunu unutma !
Kulluğunu kemalata ulaştırmak için bu dünyaya geldiğini unutma !
Allah’ın razı olacağı kullardan olmaya gayret et !
Bunun tek yolunun ise Kur’an’a ve Resulullah ( S.A.V.) efendimizin emirlerine uymakla mümkün olabileceğini bil ve sarıl !
Allah en doğrusunu bilir.
Ahmet Şahin Uçar