Hâkk Hangi Sûrette Dilerse, Onda Tecelli Eder.
İmam olan Şeyh Ebu’l-Abbas b. Arif es-Sünhaci şöyle derdi: ” Hak resmin (beden)
ortadan kalkmasıyla zuhur eder.”
Şeyh Ebu Medyen de şöyle derdi: ” Rabliği müşahede etmekten haz alabilmek için kulluk resminin geride kalması zorunludur.”
Kuşeyri’nin Risale’sinde zikredilen şeyhlerden birisi olan Kasım b. Kasım ise şöyle der : ” Hakkı müşahede etmek fena demektir. Onda haz olmaz. ”
Bütün bu görüşler doğrudur. Çünkü daha önce bu kitapta iki şahsın bir tecelliyi bir araya getiremeyeceklerini söylemiştik. Hak bir şahsa aynı şekilde iki defa tecelli etmez ve O ‘nun tecellilerinin birbirinden farklı olduklarını da belirtmiştik. Çünkü tecelliler manevi, ruhani, meleki, doğal, unsuri suretleri içerir.
Hakk hangi surette dilerse, onda tecelli eder.
Nitekim Allah. ” dilediği bir surette seni terkip etmiştir ” (İnfitar-82/8). Yolda da dilediği herhangi bir makama seni yerleştirir.
Binekler farklı farklıyken binen birdir..
Allah kime manevi suretlerde tecelli ederse, resmin fani olduğunu söyler ;
kime doğal ve unsuri suretlerde tecelli ederse, müşahededen haz aldığını söyler.
Müşahedede haz bulunmadığını söyleyen kimseye tecelli ruhani suretlerde gerçekleşmiştir.
Öyleyse herkes doğru söylemektedir ve müşahede ettiğini ifade etmektedir !
Fütuhat , c13,s254 – Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)
Tecelliler farklı olduğunda herkes müşahede ettiğini ifade eder.
Herkesin ifadesi farklılık arz etmesine rağmen içinde bulundukları halin etkisi ve tecellide müşahedelerine göre hepsinin söylemi de doğrudur.
Bu durumda ‘ doğru tek’dir ‘ demek hatalı olur.
Hakikat tek’dir , değişmez ve başkalaşmaz. Ancak hükümler farklılaşabilir.
Doğru ; hale , mertebeye , içinde bulunulan şartlara göre değişebilir.
Bu hususta “ Sadece ; doğru, daha doğru, kamil ve daha kamil olan vardır. “ buyurmaktadır Muhyiddin İbn Arabi hz.
Allah en doğrusunu bilir.
Ahmet Şahin Uçar