Nefs-i Emmare’den Nefs-i Safiyye’ye…

Bir şey yaratıldığı hakikatine yakınlığı oranında hakikatinin bilincinde olduğu gibi bu hakikatin gereğince olacak / olması gereken şeyleri icra eder !

Yaratılan şeyin , kendisinden çıktığı hakikatten uzak düşmesinin sebebi , değişik formlara bürünmesi , değişik katmanlarda , değişik evrelerde bulunması , değişik tavırlara uğraması böylece sirke şişesinin en altına toplanan tortu gibi olması şeklinde izah edilebilir.

Tortulardan temizlendikçe , geriye doğru katmanlardan ve evrelerden geçerek latifleştikçe , bileşik halden basit hale doğru formunu değiştirdikçe aslına yakınlık kurar ve ‘ benzer ‘olur !

İfade etmek istediğimiz şudur ki ,

İlk yaratılan ruha en yakın olarak yaratılan ( yine ruhun hakikatinden ) akıldır. Bu sebeple akıl , ruhun veziridir. En yakın yardımcısıdır.

Nefis de ruhdan yaratılmış olmasına rağmen değişik evrelerden geçmesi , katmanlardan , tavırlardan geçmesi neticesi aslından uzak düşerek farklı bir forma bürünmüş , tortu gibi kesifleşmiş , unsuri özelliklerden dolayı ( doğa ) bileşik hale gelmiş ve ruha muhalefet eder bir halde zuhur etmiştir.

Nefs-i emmare ; aslından en uzak düşmüş , en kesif hale gelmiş nefis ( mertebesi ) iken ,

Nefs-i safiyye ; aslına en yakınlık kurmuş , tortulardan arınmış , saflaşmış , latifleşmiş nefis ( mertebesi ) dir !

Allah en doğrusunu bilir.

Ahmet Şahin Uçar

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu