Bilme dereceleri üzerine..
Bilmenin dereceleri vardır ve bu derecelenme kaçınılmazdır.
Ayette belirtildiği üzere ‘ Her bilenin üzerinde bir bilen vardır ! “
Bu derecelenmenin sebebi ise her varlığın yaratılış gereği akıl düzeyi , idrak kapasitesi , fikretme yetisi , istidatı , mertebesi , hali , bilgisi , tecrübesi , ahlakı , tecellisi farklıdır.
Bilmenin yetkinliği ‘ zevk etmek ‘ ( tatmak ) olarak nitelenmiştir.
Duyular ( idrak vasıtaları ) niteliklerinden arınıp niteliksiz hale gelmedikçe ve kalp tüm ilgi duyduğu şeylerden , şeytani tesirlerden , beşeri tesirlerden , nefsani engellerden arınmadıkça kişi hakiki manada ( itibar edilen ) zevki elde edemez !
Nasıl ki tatma duyusu bir şeyin tadını doğru ve kamil bir şekilde alabilmesi için öncelikle tatma duyusuna ilişen bir hastalığı olmaması gerekir ( hastalık tatları olduğundan farklı algılamaya sebeptir ) ve tatma duyusunun başka tatlardan ( niteliklerden )arınmış olması gerekir. Yani ağız içindeki dil ve tükürük su ile çalkalanıp önceki tatlardan arınarak tatsız ( niteliksiz ) hale geldikten sonra tatmak istenilen şey tadılarak bu tat hakkında doğru ve yetkin karar kılınabilir ( zevk edilebilir ).
İşte böylece idrak ettiği şeyin dışında idrak vasıtasının boşaltılması ( niteliklerinden arındırılması ) ile zevk edilebilir ve o şey hakkında zevk yolu ile bilgi sahibi olunabilir.
Bunun için , kalp aynası kamilen cilalanan ,nefsi temizliğini tamamlayan , şeriatın hükümlerini yaşantısına geçiren , daim Hakkın zikri ile meşgul olan ve böylece basiret sahibi olanlar ancak doğru ve kamil zevk elde etmiş olurlar !
Allah en doğrusunu bilir.
Ahmet Şahin Uçar