Sahip Olduğumuz Bilgi Hatırlamaktan İbarettir
İlim insanın idrakini genişletir ve berraklaştırır.
Aslında sahip olduğumuz bilgi hatırlamaktan ibarettir.
Hz. Adem’e ( a.s. ) verilen ilmin genetik yollar ile tüm insanlara geçmesidir. Bu manâda ilim bil-kuvve ( potansiyel ) olarak tüm Ademoğullarında ( insan türünde ) bulunur. Ancak gerekli şartların oluştuğu insanda bil-fiil olarak açığa çıkar. Bu noktada insan ‘ buldum ‘ der. Halbuki bulduğu şey hatırlamaktan başka bir şey değildir. Yani kendi özünde var olan , bunun varlığından haberi olmayan kişi gerekli şartların yerine gelmesi ile bulmuş ( hatırlamış ) olur.
Tasavvufun amacı ve bu yoldaki seyr-ü süluk bir cihetten işte özündeki bil-kuvve olanı bil-fiil açığa çıkarma sanatıdır. Kişi her ne kadar kendinde olanı hatırlamış olsa da ona bunu hatırlatacak sebebe ( mürşid ) ihtiyacı vardır.
Tecelliler kişinin ilgilendiği alandan gelir.
Marifet , uyanık olup bu tecellileri görebilmek , hakkıyla değerlendirip mertebesine yerleştirebilmek ve gereğince hükmedip , hükmünün gereğini yaşayabilmektir.
Allah en doğrusunu bilir.
Ahmet Şahin Uçar