GÜZEL SORU SORMAK İLMİN YARISIDIR
“Güzel soru sormak, ilmin yarısıdır”
Hadis-i Şerif
Dinini , Hakk”ı , hakikati öğrenebilmek için soru sormaktan çekinme.
Soru sormasını bilen ( güzel soru sorabilen ) kimse öğrenmeye yatkın kimsedir ve sorduğu soru onun konuya nereden baktığını , hangi mertebeden baktığını , idrakinin düzeyinin ne olduğunu belirlemede muhatabına bilgi verir.
Sormaktan ve sorgulamaktan çekinmeyiniz. Ancak sorularınızı öyle seçin ki gerçekten size manevi terakki sağlayacak cevaplara kapı açmış olsun. Bunu belirtmek için hadis-i şerifte ‘ güzel soru ‘ ibaresi geçmiştir.
Kalp , sorularına cevap alamadığı yerde mutmain olmaz. Mutmain olmaz ise samimiyet ile teslimiyet açığa çıkmaz.
Şüphe var ise tevekkülden söz edilemez.
İlim nurunun olduğu yerde cehalet karanlığı ortadan kalkar. Böylece vehim , zan , şüphe hakimiyetini ve hükmünü kaybeder. Çünkü artık feraset ve basiret üzere bir mertebeye ermiştir ilim üzere müşahede ve mükaşefe eden kimse.
Soru sormaktan , sorgulamaktan men edilen yerin doğruluğundan şüphe etmek gayet doğaldır.
Soru soran kimseye verilen cevapların doğru olmasına rağmen , soru sahibi bu cevaplardaki doğruluğu idrak edemiyor ve itiraz ediyor ise böyle durumda soru sahibinin anlayış ve kavrayışında problem / hastalık var demektir. Böyle kimseye öğreti yedi kez tekrar edilir , yine de soru sahibi bir şey anlamamış ise kendi haline bırakılıp öğreti bir kez daha yinelenmez. Çünkü artık içinde bulunulan zamanda o kimsenin öğretiyi anlamasının mümkün olmadığı ( ayn-ı sabiti , istidatı gereği ) anlaşılmış olur.
Allah en doğrusunu bilir.
Ahmet Şahin Uçar