HASTALIK , ÇEŞİTLERİ VE TEDAVİ YOLLARI HAKKINDA

Üç çeşit hastalık olduğunu beyan eder Muhyiddin İbn Arabi (k.s.) hz. bizlere Fütuhat-ı Mekkiyye adlı eserinde.

Bunlar :

1- Beden hastalığı.
2- Akıl hastalığı.
3 -Nefis hastalığı.

Beden hastalığı ; bedene ilişen bir hastalıktır. Bunlar çeşitli olabildiği gibi sebepleri de farklılık arzeder. Doğuştan , kalıtımsal , mizaci , herhangi bir dış etken , travma neticesi vuku bulabileceği gibi fiziksel veya vücut kimyasındaki değişiklik neticesi de açığa çıkabilir. Bu hastalığın teşhisi , tedavisi, usul ve yöntemleri tıp alanına girer. Hekim , bu nevi bazı hastalıkların vücutta bazı şeylerin eksikliği veya fazlalığından kaynaklandığını bilmesi hasebiyle tedavi için eksik olanı artırma , fazla olanı eksiltme yolu ile tedaviyi amaçlar. Organ kaybı ile sonuçlanan bazı durumlarda vücutta açığa çıkan hastalıkların tedavisi mümkün olmayabilir.

Akıl hastalığı ; inanca , itikata , düşüncelere ilişen hastalıklardır. Bu nevi hastalığa müptela olmuş kimsenin inanç , itikat ve düşüncelerinde bozukluk vardır. Hastalığın sebepleri arasında , kişinin bozuk bilgilerin tesirinde kalması , vehim kuvvetinin tesirinde kalması , zan üzere bulunması , şeytanın vesvese ve ilhamına mahal olması , ilim nuru ile aydınlanamamış olması gibi sebepleri sayabiliriz. Akıl hastalığına yakalanan kişi tefekkür ettiği sürece batağa batar. Hasta aklın tefekkürünün sonucu da hastalıklı bir düşünce , hastalıklı bir tespit ve hastalıklı bir hüküm vermeyi doğurur. Bu hastalığın tedavisi ise , uzlete çekilmek ( insanlardan uzak , sessiz ortamlara çekilmek ) , tefekkürü terk etmek ( akıl yürütme ile bir şey hakkında düşünmeyi ve hüküm vermeyi terk etmek ) ve zikrullah ile ( Kelime-i tevhid , salavat , bu nevi hastalıklara çare olabilecek tesbih , tehlil , dua ile ) meşgul olmaktır.

Nefs hastalığı ; nefse ilişen hastalıklardır.
Bunlar
1- Sözlerdeki hastalık.
2- Fiillerdeki hastalık.
3- Hallerdeki hastalık şeklinde sınıflandırılır.
Sözlerdeki hastalık , gıybet , laf taşımak , düşünmeden , tartmadan konuşmak , yaptığı iyiliği başa kakmak , insanların hallerini sormak ve yaptıklarını soruşturmak , gereksiz ve boş konuşmak , üzerine vazife olmayan şeyler hakkında konuşmak , yorum yapmak , doğru sözlü olacağım iddiası ile söz söyleyerek fitneye sebep olmak , kırıcı olmak , çirkini güzel göstermeye yönelik ifadelerde bulunmak , güzeli çirkin göstermeye yönelik ifadelerde bulunmak , kendi yolunu , mezhebini üstün görmek kendi mezhebinde haram olan şeyi işleyen başka mezhep mensubunu ( onun mezhebinde helal olduğu halde ) suçlamak , çirkin görmek gibi bir çok şey sayılabilir.
Bu hastalığın ilacı iki şeyde sıralanabilir ; susmak istediğinde konuşmak , konuşmak istediğinde ise susmaktır. İkincisi ise sustuğun zaman günahkar olacağın , günaha gireceğin durumlarda konuşmak , aksi halde konuşmayıp susmaktır. Sözlerinin güzel bulunacağı yerlerde söz söylemekten imtina etmek yani susmaktır.

Akıl hastalığı ve nefs hastalığını açığa çıkaran , tetikleyen , besleyen etkenler kişinin nefsi ve şeytanın kalbe attığı düşünce , ilham , üfürmedir.
Nefs hastalıklarının tedavisinde izlenecek genel yol ; nefs terbiye ve tezkiyesi ile meşgul olmak , riyazat , sünnet-i seniyyeye uygun bir yaşantı içersinde olmak , bu minvalde her daim kendini murakabe ( kontrol ) etmek. Din-i İslam’ın özü diye de niteleyebileceğimiz tasavvufi bir yaşantı içersinde olmak , bu hususta ehil kimselerden olan rehber , öğretmen , mürşid bir kimsenin mahiyet ve kontrolünde olmaktır.

Günümüzde bir de ruh hastalığından bahsedilse dahi ruh hastalığı diye bir şey yoktur. Ruh , aslı itibariyle bir cevher olması hasebiyle hastalığın ona ilişmesi diye bir şey söz konusu değildir. Akıl ve nefs hastalıklarından bazı bulguların görüldüğü kişileri günümüz tıp otoriteleri ruh hastalığı diye nitelemektedirler.

Allah en doğrusunu bilir.

Ahmet Şahin Uçar

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu