İMAN, Kula Lütuftur.
“İlme aldanma. İlim cehaleti ortadan kaldırır ama mutluluğu, saadeti sağlamaz.
İlme, imanın eşlik etmesini sağla, o zaman Nur üstüne Nur olur.”
Muhyiddin ibn Arabi (k.s.)
İman nuru vehbidir , yani kulun bir çaba ve çalışması sonucu elde edilebilecek bir şey değildir. Allah vergisidir. Allah kime imanı yazmış ise ancak bu kimse iman edenlerden olur. Bu yazgıyı talep eden ise o varlığın ayn-ı sabit’idir ( sabit hakikati ). İlim maluma tabidir düsturu gereğince.
Buradan anlıyoruz ki iman , Allah’ın kuluna bir lütfudur. İman , kul için asıl nur’dur. İlim , iman ile birlikte olduğunda kişinin manevi terakkisini sağlar. İman olmadan kişinin ilim elde etmiş olması , onun ahiret hayatına bir fayda vermez. Muhyiddin İbn Arabi Hz. ahirette iman sahibi olmayan kişinin dünya hayatında iken elde ettiği bilgisinden sanki üzerindeki elbise çıkarılır gibi çıkarılacağı ve iman sahibi olup ancak ilim sahibi olmayan mümine giydirileceğini , böylece iman sahibi olmayan kişinin dünya hayatında elde etmiş olduğu ilimden de soyutlanmış bir şekilde cehenneme gireceğini belirtmektedir. Bu durumda kişi için mutluluk ve saadet ancak iman ile elde edilebilir. İmanın eşlik ettiği bir kimse için ilmi mevzuların tefekkür edilmesi , değerlendirilmesi , en doğru sonuca varılması faydasını sağlayacağından burada Muhyiddin İbn Arabi Hz. elde ettiğin ilmine imanının eşlik etmesini sağla , yani imanının ışığında ilmi mevzuları değerlendir ki nur üstüne nur olsun buyuruyor.
Allah en doğrusunu bilir.
Ahmet Şahin Uçar