Mertebe Kalıcı , Hal ise Geçicidir.

Keşif ve Hakkın öğretmesiyle hakikatleri öğrenen insan en kamil kişidir. O mertebeden aşağıdaki kamildir. Onların dışındakiler ya mümin veya akli düşünce sahibi olanlardır. Onların kemale girmesi söz konusu değildir.

Böyleyken mükemmmellikte ( ekmeliyet ) nasıl yerleri olabilir ki ?

Bunu bilmelisin !

Fütuhat c18 s76 – Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)

———————

Allah’ın Zat’ı hakkında ( Ehadiyet mertebesi ) edinilecek bilgi vehb yoluyla yani Allah’ın vermesi ile elde edilebilir. Kulun kendi çalışmalarıyla aklını kullanarak elde edebileceği bilgiler nev’inde değildir Zat bilgisi. Bu bilgi ancak kalp ile idrak edilebilir. Allah , kendisine ait bu bilgiyi dilediği kullarına dilediği kadarıyla verir ve böylece bu bilgiyi verdiği kulunu bu bilginin sahihliğinde sabit kılar ( basiret üzere kılar ).

Böylece kul sahih keşif yolu ile elde ettiği ve ancak Allah’ın bildirmesi ile bildiği bu bilginin doğruluğunda endişeye düşüp bozuk bir itikata meyletmez. Böylece bulunduğu mertebede ayakları sabit kılınmış olur. Bu bilgiye mertebe olarak ulaşmayıp hal ile ulaşan kimseler için aynı sabitlik söz konusu değildir. Mertebe kalıcı , hal ise geçicidir. Mertebe olarak bu bilginin mertebesine yerleşmiş olan kimse mutlak kulluğunun bilincindedir. Allah’ın sınırlarını gözetir. Yani şeriatına bağlılıkta büyük bir titizlik gösterir.Şeriatı olmayanın hakikatinin olamayacağını en iyi bilenlerdendir. Allah’ın kullarına yönelik vaat ve tehditlerinin şeriat olarak belirlediği kurallarına yönelik bir yaptırım ve ödül olduğunu bilir.

Tüm bunları bilmesi ve gereğince yaşaması hasebiyle kulluğunda sebat eder.

Allah en doğrusunu bilir.
Ahmet Şahin Uçar – 1 Ocak 2017- Bursa

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu