Sabah Namazının Sünnetinden Sonraki İstirahat
Sahih bir rivayette , Hz. Peygamberin fecir namazından sonra ( sabah namazı farzından önce kılınan iki rekat sünnet namaz kast edilmektedir ) uzanıp istirahat ettiği aktarılmıştır.
Ebu Hüreyre’nin rivayet ettiği bir hadiste , fecir namazının iki rekatını kılan herkese uzanmak emredilmiştir. Benim görüşüm , bunu yapmayanın günahkar olduğudur. Çünkü ( hadiste ) bunu yapmak zorunlu olarak emredilmiştir. Dolayısı ile her hangi bir vakitte kaza edilse bile mutlaka uzanmak gerekir. Fütuhat c4 , s134 – Muhyiddin İbn Arabi ( k.s.)
Meseleyi tam anlayabilmek için Muhyiddin İbn Arabi Hz. nin bakmış olduğu pencereden bakmayı bize kolaylaştırmasını Cenabı Allah’tan niyaz edelim ve bu hususta bizde oluşan idraki dile getirmeye gayret edelim inşaAllah.
Öncelikle şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki İbn Arabi hz. de bir müçtehiddir. Fütuhat-ı Mekkiye’sin de her görüş sahibi müçtehidin görüşünü dile getirip meseleye ne cihetten baktığını izah ettikten sonra kendi görüşünü de dile getirmektedir. Kendi görüşünü dile getirirken de hangi ayet ve hadise dayandığını ve bu ayet ve hadislerin tefsirini ve tevilini yaparak , meselenin batıni yorumlarında da işari yorumunu dile getirerek kapsamlı bir şekilde izah etmektedir. Bu bilgiler ışığında bizim anladığımız şudur ki :
Resulullah (S.A.V) efendimizin devamlı olarak yapmış olduğu ameli uygulamalar sünnet diye isimlendirilmektedir. Bu yaptığı ve adına sünnet denilen uygulamaların bir kısmını ümmetinin de yapması hususunda emretmiş , bir kısmının yapılması hususunda ümmetine tavsiyede bulunmuş ( serbest bırakmış ) ve bir kısmı hakkında ise emir ya da tavsiyede bulunmamıştır. Burada belirtilen mevzu fecir namazından sonra ( sabah namazının sünnetinden sonra ) ümmetine ‘ uzanmayı emretmesi ‘ dir. Resulullah efendimiz tarafından bir emir söz konusudur. O’nun emrine ise Mü’min bir kulun itaat etmesi gerektiği aşağıda belirtilen ayetler ile Allah’ın emrine uymuş olmak olduğu sabittir.
“Allah ve Peygamberi bir işe hüküm verdiği vakit, erkek-kadın hiçbir Mü’min için kendi işlerinde muhayyerlik (seçme hakkı) olamaz. (Yani o işi yapıp yapmamakta serbest değillerdir. Bilakis o işi yapmaları gerekir.) Kim Allah’a ve Peygamberine isyan ederse, muhakkak açıktan açığa sapıklık etmiş olur.” Ahzab 36
“Biz her peygamberi ancak Allah’ın izniyle itaat edilsin diye gönderdik.” Nisa 64
“Peygamber size neyi verdi ise onu alın. Neyi yasak etti ise ondan vazgeçin. (Yani ne emrederse onu yapın.)” Haşr 7
“Peygamberin emrine aykırı hareket edenler, başlarına bir belâ gelmesinden yahut kendilerine acıklı bir azab isabet etmesinden sakınsınlar.” Nur 63
“De ki; “Eğer siz Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın! Allah çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.” Al-i İmran 31
“Peygamber heva ve hevesinden konuşmaz ” Necm 3
Bu idrak açılımı ile konuya bakıldığında Resulullah (S.A.V) efendimizin emrine uymamak halinde kişinin günahkar olacağı hükmüne ne şekilde varıldığı ortaya çıkmaktadır.
Allah en doğrusunu bilir.
Ahmet Şahin Uçar – 22 Mart 2019 – Bursa