Şeytanın Hileleri
MENKIBE :
Sadreddin-i Konevi ( k.s. ) ( Muhyiddin İbn Arabi hz. nin talebesi ve manevi oğludur )
hazretlerinin müridlerinden birisi kendisinden izin almadan halvete ( bir odaya kapanarak yalnız başına 40 gün riyazet , ibadet ve zikirle meşgul olmak ) girer. Böylece bir kaç gün ortadan kaybolunca Hz. Şeyh ( Sadreddin-i Konevi ) onun nerede olduğunu çevresindekilere sorar. Halvette olduğunu söylerler.
Hz. Şeyh , onun halvet hanesine gider ve onu bir çok yazılar yazmakla meşgul halde bulur.
- Bu yazdığın nedir ? diye sorar. Mürid cevaben :
- Şeyhim , ne zaman ki halvete girdim , önümde birisi belirip Hz. Cebrail olduğunu söyledi ve ” sana ledünni ilimler nakledeceğim ” dedi , ve ağzıma tükürdü. Bu hadiseden sonra bende pek çok manâlar doğdu. Şimdi kaybolmaması için o ilimleri tespit etmekle ve yazmakla meşgulüm.
Hz. Şeyh tebessüm buyurdu ki :
- Sen Cebrail’in belirmesinden önce ne ile meşguldün ?
Mürid :
- Allah zikri ile meşgul idim , dedi.
Hz. Şeyh buyurdu ki :
- Hiç Cebrail a.s. , Hakka yönelip Allah zikri ile meşgul olan bir kimsenin kalbine ayrılık verir mi ? Gördüğün Cebrail değil seni Hakk’dan uzaklaştırmak için gelmiş lanetlenmiş şeytan idi. Sen , benim iznim olmaksızın halvete girdiğin için bu fitneye ( imtihan , sınama ) tutuldun. Şimdi halvetten çık ve bu şeytani nakilleri de imha et ! Dedi.
…………..
Hakk yol ( tarikat ) üzere dahi olsa bir müridin , mürşidini kendi hallerinden haberdar etmesi gerekir. Kendisine verilen talimat dışında bir takım zikir ile meşgul olması kendisi adına bazı sıkıntılar doğurabilir. Doğru yatığını zannettiği bir durum yanlış olup nefsinin ya da şeytanın tuzağına düşebilir. Bu yol hakikaten çok çetin bir yoldur. Kâmil bir mürşidin rehberliğine muhakkak ihtiyaç duyulur.
Bu menkıbede anlatıldığı gibi günümüzde de pek çok cahil kimse kendilerine özgü bir seyrü sülük belirlediklerini belirterek hiç bir kâmil mürşidin terbiyesine ve yoluna ( tarik ) girmeden , şeriatın emir ve yasaklarına uygun bir yaşantıları olmadığı halde , şu veya bu şekilde farklı isimler verdikleri bir oluşum kurarak güya Hızır a.s. ın terbiyesi , kontrolü , irşadı ve süluku üzere olduklarını , evliyadan bazılarının ruhaniyeti ile rüyada terbiye edildiklerini , ledün ilmine mazhar kılındıklarını ifade etmektedirler.
Bunlar apaçık bir aldanış içersinde ve şeytanın tuzağına düşerek , şeytanı Hızır a.s. veya bir başka evliya zannetmektedirler.
Allah , böylesi tuzaklardan cümlemizi korusun.
Allah en doğrusunu bilir.
Ahmet Şahin Uçar