Sırat-ı Müstakim Üzere Olmak
İnsanın ; yaradılış hakikati ( nefs ve doğası cihetiyle / beşeriyeti ) hata yapmayı , günah işlemeyi , asi olmayı gerektirirken ,
yaratılış amacı ise ( ruhunun hakikati gereği / insaniyeti ) ibadet etmeyi , kulluk yapmayı , emirlere uymayı , köle ( abd ) olmayı gerektirir !
Aslolan ise nefse ( esfeli safilinde bulunan nefs ) uymak değil , ona muhalefet ederek , onu terbiye ve tezkiye ederek ruhunun hakikatinin ( ahseni takvim olan arınmış nefs ) gereğini açığa çıkarmaktır.
Yaratılış gayesinin kemalatına ulaşmak , sırat-ı müstakim ( dosdoğru yol ) üzere olmak ancak böyle mümkün olabilir.
Sırat-ı müstakim üzere olabilmek ise hakikatte Allah’ın o kul hakkındaki irade ve emrinin örtüşmesi ile mümkün olabilecektir.
İrade ve emrinin ( Allah’ın ilmi ) , o kul için ( malûm ) örtüşmesi ise o kulun ayn’ı sabitesinin ( tabidir ) gereğincedir.
Ayn’ı sabitinin mevcudiyeti ve zuhurunda ise ” Mutlak hüküm O’na aittir ” !
Bununla birlikte Allah kullarını hesaba çekicidir !
Allah en doğrusunu bilir.
Ahmet Şahin Uçar