TALEP EDİLEN ŞEY , TAMLIK DEĞİL KEMALDİR !..
Kimin sadece sırrı olur ve nuru olmaz veya nuru olur sırrı olmazsa veya
baş gözü olmaz basireti olursa veya baş gözü olur basireti olmazsa veya batını
olmaz zahiri olursa , sahip olduğu özellikle kalır ve kemale ulaşamaz.
Onunla nitelenip bulunduğu hal üzerinde tam olarak kalabilir.
Fakat unutmamak gerekir ki ; talep edilen şey, tamlık değil kemaldir ! Çünkü
tamlık yaratılmıştadır. Kemal tamın elde etmek istediği ve ona ifade edilen
şeydir ve tam olmasına rağmen bu derece onun adına gerçekleşmemiş olabilir.
Allah her şeye yaratılışını vermiş, her şey ( yaratılma yönüyle ) tamamlanmış,
sonra ona kemali elde etmesi için yolu göstermiştir.
Kim hidayete uyarsa, kemale erer ; kim tamlıkla birlikte kalırsa , mahrum kalır !
Fütuhat , c13,s278 – Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)
Kişi zahiri ilimlerin bir veya bir çok dalında kendini donatıp bu konuda yetkili , bilen , kararına danışılan ve hükmü kabul edilen biri olabilir. Bu durumda böyle biri için ‘tam’ bilgi sahibi denilir. Başka bir kişi Batıni ilimlerin bir veya bir çok dalında kendini donatıp bilen , verdiği hükmü kabul edilen biri olabilir. Böyle biri için de ‘tam’ bilgi sahibi denilebilir. Zahiri ilimleri bilip Batıni ilimlerden haberdar olmayan kimse tek kanatlı kuş gibidir. Kuş olmak uçmayı gerektirir. Uçmak ise iki kanatlı olmayı gerektirir. ‘ Kemal ‘ üzere olmak işte bu ‘tam’lıkların bir araya gelip hidayet üzere olup , Allah’ın emri istikametinde hareket etmek neticesi ulaşılan durumdur. Allah her şeye yaratılışını vermiş ve her şey yaratılış yönüyle tamamlanmıştır.
İnsan ilahi suret üzere yaratılmıştır. Bunun gereği olarak kendisinde bir çok haslet (huy,ahlak) bulunur. Bu huyların bir kısmı kullanıldığı yere göre şeriatça övülmüş iken bir kısmı ise yine kullanıldığı yere göre şeriatça yerilmiştir. İnsan , yaratılıştan sahip olduğu bu huyları kendisinden söküp atması, kurtulması mümkün değildir. İnsana düşen görev sahip olduğu bu huyları şeriatın kınadığı alanlarda değil övdüğü alanlarda kullanabilmektir. Mesela gurur ve büyüklenmek huyu bir tek yer hariç diğer yerlerde kınanan , men edilen ve cezalandırmayı gerektiren bir huydur. Ancak savaş alanında düşmana karşı gurur ve büyüklenme davranışı Allah’ın ve Peygamberinin sevdiği ve övdüğü bir davranıştır. Yine hırs , Allah’ın yasak kıldığı işlere karşı olduğunda bu fiil sahibi kınanır ve cezalandırılırken , Allah’ı bilmeyi sağlayan ilim elde etme yolunda olduğunda bu huy sahibi övülür ve mükafatlandırılır. Bunun gibi kul yaratılıştan sahip olduğu bu huylarla ‘tam’lık üzere yaratılmış iken bu huyları Allah’ın razı olduğu istikamette kullanmak neticesi ‘kemal’e vasıl olmuş olur. İşte talep edilen şey budur, yani ‘kemal’ dir. Kemale ulaşmak ise hidayet üzere olmak ve Allah’ın rızası olan yolu gözetmek ile olabilir.
Resulullah (S.A.V) efendimiz : ” Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim ” buyurmuştur , yine ” Allah’ın ahlakı ile ahlaklanın ” buyurmuştur. Burada kemal üzere olmanın yolu gösterilmektedir.
Allah en doğrusunu bilir.
Ahmet Şahin Uçar -24 Mart 2017 – Bursa