Yüce Allah Neden Müslümanlara Yardım Etmiyor ?

Bugün size, Mısırlı Alim Muhammed Şa’ravi’den iki anekdot aktaracağız. Bunlardan biri; günümüzün, temel sorulardan birine verilen bir cevap… Yüce Allah, niçin Müslümanlara yardım etmiyor? İkincisi ise birbirini günahkarlıkla suçlayarak; “Katli vacip!” hükmü veren terör taifesine verilen anlamlı bir karşılık… O halde buyurun!
*
Mısırlı Alim Muhammed Şa’ravi şöyle demekte; “Ben, San Francisco’dayken bir Müsteşrik, bana şöyle bir sual sordu: ‘Sizin Kur’an’ınız da bulunan şeylerin tamamı doğru mu?”
“Kesinlikle evet!” diye cevap verdim.

“O halde…” dedi Müsteşrik. “Allah, niçin kâfirlerin müminlere galip gelmesine imkân veriyor? Hâlbuki Kuran diyor ki: “Allah kâfirlerin müminlere galip gelmesine asla imkân vermez.” Nisa: 141)
Ona dedim ki: “Çünkü bizler, Müslümanız; Mümin değiliz de ondan…”

“Müminlerle Müslümanlar arasındaki fark nedir?” diye sordu.
Müsteşrik’e şöyle cevap verdim: “Günümüzde Müslümanlar namaz, Zekât, Hac ve Ramazan Orucu gibi İslam’ın ibadet cinsinden bütün sembollerini yerine getiriyorlar fakat onlar, tam bir sıkıntı ve yokluk içindedirler! İlmi, iktisadi, sosyal ve askeri sıkıntılar… vs.”

Müsteşrik; “Bu yokluk ve sıkıntıların sebebi nedir?” diye sual etti.
Dedim ki; “Kuran’da geçen bir ayette şöyle denilir: ‘Göçebe Araplar, ‘Biz İman ettik!’ diyorlar. Onlara de ki: Siz iman etmediniz. Fakat ‘Müslüman olduk!” deyin. Çünkü İman, henüz kalplerinize girmedi.” (Hucurat: 14).

“O halde, onlar niçin sıkıntı ve yokluk içindedirler?” diye sordu Müsteşrik.
Dedim ki; “Bunu Kur’an açıklıyor. Çünkü Müslümanlar, Müminler merhalesine yükselemediler. Şunları iyi düşünmelisiniz: Onlar, gerçek mümin olsalardı; Yüce Allah, onlara mutlaka yardım ederdi. Bunun delili Allah’ın şu ayetidir: ‘Biz; Müminlere yardım etmeyi, üzerimize borç kıldık” (Rum 47). Eğer onlar, Mümin olsalardı diğer Ümmetler ve halklar arasında daha önemli ve saygın bir konumda olurlardı. Bunun delili, Yüce Allah’ın şu ayetidir: ‘Gevşemeyin / yılgınlık göstermeyi ve üzüntüye kapılmayın. Eğer (gerçekten) inanıyorsanız üstün gelecek olan sizsiniz.” Eğer Mümin olsalardı; Yüce Allah; diğer milletlerin, onların üzerinde herhangi bir hakimiyet kurmalarına izin vermezdi. Bunun delili Allah’ın şu ayetidir: ‘Allah; Kâfirlerin, Müminlere galip gelmesine asla imkân vermez.” Nisa: 141) Eğer Mümin olsalardı; Yüce Allah, onları bu hor ve hakir durumda bırakmazdı. Bunun delili, Allah’ın şu ayetidir: ‘Allah müminleri içinde bulunduğunuz durumda bırakacak değildir.” (Âli İmran: 189). Eğer Mümin olsalardı; Allah, her durumda onlarla beraber olurdu. Bunun delili Allah’ın şu ayetidir: ‘Muhakkak ki Allah, Müminlerle beraberdir.” (Enfal:19). Fakat onlar, Müslümanlık aşamasında kaldılar; Müminlik aşamasına yükselemediler. Allah buyuruyor ki: ‘Onların çoğu Mümin değildirler.”

Müsteşrik; “O halde, Müminler kimlerdir?” diye sordu.
“Buna da Kur’an, şöyle cevap veriyor…” dedim. “Onlar; günahlarından uzaklaşan tövbekârlar; ibadetlerine devam eden âbidler, Allah’a hamd edenler, lezzetlerden uzaklaşarak oruç tutan zahitler, rükû ve secdeleriyle Rablerine boyun eğenler, iyiliği emredip, kötülüğü engelleyenler ve Allah’ın belirlediği sınırları aşmayanlardır.” (Tevbe 112) Yani Allah; zaferi, galibiyeti, hâkimiyeti ve yüksek bir durumda bulunmayı, Müminlere vaat etmiştir, Müslümanlara değil.
*

İkinci anekdotunda yaşadığı bir muhavereyi, Mısırlı meşhur Alim Şar’avi şöyle anlatmakta; “İslami bilgisi zayıf ve dini yanlış yorumlayan geçlerden biriyle tartışıyordum. Sordum; İslam ülkelerinden birinde bir gece kulübünü havaya uçurmak, helal mi yoksa haram mı?
Genç; “Elbetteki helal, onları öldürmek caizdir.” dedi.

“Onlar, Allah’a karşı günah işlerken; siz, onları öldürürseniz Cennete mi yoksa Cehenneme mi daha yakın olurlar?”
“Tabiki cehenneme…” dedi.

“Peki, şeytan onları nereye götürmek istiyor?”
“Tabi ki Cehenneme…” dedi.

“Öyleyse siz, şeytanla aynı hedefi paylaşıyorsunuz. Onun da amacı insanları cehenneme sokmak! Sana şu Hadisi hatırlatayım: Bir Yahudi cenazesi geçerken, Resûlullah(sav) ağlamaya başladı. Dediler ki; “Seni ağlatan nedir, Yâ Resûlallah?” Dedi ki; “Fırsatı kaçırdı, ateşe gidiyor.
Ey genç adam! İnsanların hidayeti ve ateşten kurtulmaları için koşan Resûlullah(sav) ile arandaki farkı iyi düşün. Sen, bir vadide; Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) farklı bir vadide!”
*

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu