ZEVK

Zevk ; bir şeyi tatma duyusuyla öğrenmek demektir.
Tasavvufi manada zevk ; tecelliden açığa çıkan ve bir şey hakkında insanda oluşan idrakin tadılması yaşanması, görülmesidir. Bu tadılma yaşanma , görülme duyusal olabileceği gibi kalbi de olabilir. Ya da hem duyusal hem de kalbi olabilir.
Ehli tasavvuf zevk’i de derecelendirmiş ve üç aşamada isimlendirmiştir. Zevk, şürb ve reyy.
Zevk ; şürb’ün ( tatmak , içmenin ) başlangıcıdır. Manevi hayatı tatmaktır, kısa sürelidir. Zevki tadan sekir halindedir ve bu durum yarı şarhoşluk hali verir.
Şürb ; içmektir. Tadılan manalar ile beslenmektir. Zevkin bir kaç nefes uzamasıdır. Şürb halinde olan şorhoştur.
Reyy ; kanmaktır. Yani içtiği şeye kanmaktır. Şürb halinin devamlılık arzetmesidir. Reyy halinde olan kimse şürb halinde olanın aksine sarhoş değil artık ayıktır. Çünkü sevgisinin kuvvet bulması ile bu kimse her türlü hazdan fani olarak Hakk ile ayık haldedir. Gelen varidler ona tesir etmez, hal yaşamaz ( geçici olma ) ,makam sahibidir ( sabitlik).
Kişi kendi çabası ( kesb / kazanım ) neticesi elde ettiği ilim , idrak ve kavrayış eşliğinde kendisine olan tecelliden bir zevk hali yaşayabileceği gibi , bu durum Hakk kaynaklı ( vehbi ) bir şekilde de ( Rabbani keşif ya da ilahi keşif ) vuku bulabilir.
Tecellilerin farklılaşması ile zevk de farklılaşır.
Zevkin nefse dönük bir hakikati de vardır. Nefs-i Levvame mertebesinde olan kimselerin tamamından ,Nefs-i mülhime mertebesinde bulunan kimselerin büyük bir kısmından açığa çıkan zevk nefs kaynaklı bir zevktir, hal zevkidir. Böyle bir zevk sahibinin zevkinden müşahadeleri ve tespitleri sadece kendisini bağlar. Böyle bir zevkin neticeleri umuma şamil değildir. Bu tür zevki neticeler , tespitler esas alınamaz, ilmi bir hakikat olarak kabul edilemez, itibar edilemez. Bir yolun öğretisi olarak lanse edilemez. Bu tespitler ilmi hakikatlere dayanan bir kriter değildir ve böyle görülemez. Bu nefis mertebelerindeki kimselerin halinin şeytan kaynaklı bir hali zevk yaşadıkları ihtimali de göz ardı edilmemelidir. Çünkü nefse melek olduğu kadar şeytan da ilham verebilir.
Bu hususta ayırımı yapabilecek düzeyde ilim sahibi olmak ve işin hakikatini görmeyi sağlayacak bir teraziye sahip olmak gereklidir.

Allah en doğrusunu bilir.
Ahmet Şahin Uçar – 27 Ocak 2017 – Bursa

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu